PAN, PSYCHE, VENÜS VE EROS MOZAİK HİKAYESİ/ İZMİR ARKEOLOJİ MÜZESİ
- sosyalbilimlerli
- 23 Tem 2022
- 4 dakikada okunur
Mozaik: İzmir Arkeoloji Müzesi
(Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız)
İsimsiz, deniz tuzunun estiği zeytin yağın patlattığı bir Akdeniz kıyısı ülkesindeyiz. Kahramanlar; Eros, Venüs, Pysche ve Pan (Herkes Anadolulu).
Bir kralın üç güzel kızı olur. Bir tanesi o kadar güzeldir ki güzellik tanrıçası Venüs'e adak adayanlar bundan vazgeçer ve bu kızlardan Psyche'ye adaklar adanır. Herkesin beğenmesine rağmen bu kız bir türlü eşini bulamaz. Kral baba, bilginlere durumu sorar. Bilginler bu kız ölümlü ile evlenmeyecek bir canavarla evlenecek, siyah gelinliğini giysin uçsuz tepeye gitsin denir. Pysche siyahlari giyer batı rüzgarı Zefiros eser Pysche'yi alır götürür cennet gibi bir konağa. Çünkü ölümsüz Venüs, ölümlü birinin kendisine rakip olmasına kızar. Venüs bu sebeple kendi çocuğu Eros'u çirkin birine aşık olması için bu kızı okuyla vurması için görevlendirir. Böylece kızın hayatını mahvetmek ister. Eros Psyche'yi nehir kenarında görür ve hedef alırken yanlışlıkla ok kendisini vurur. Eros Psyche'ye aşık olur. Rüzgar Zefiros ile iş birliği yapmıştır. Eros Pysche'ye hiç görünmez. Sadece sesle konuşur. Pysche kendini bu kadar değerli hissetmemiştir. Sese aşık olur. Fakat Eros ona kendisini açık eder ve görmeye çalışacak bir şey yaparsa bu aşkın biteceğini söyler. Fakat bir noktadan sonra Psyche ablalarını çok özler. Ağıtlar yakar. Eros dayanamaz ablalarını gör ama benden bahsetme der. Rüzgar Zefiros bir esinti ile ablalarını bu konağa getirir. Ablalar birçok kez gider gelir. Fakat bir ziyaretlerinde Pysche'nin aklını karıştırırlar. “Sevgili kardeşimiz, anlamıyorsun büyük bir tehlike bekliyor seni. Bilginlerin dediklerine göre senin bir canavarın eşi olacağını söylemişlerdi. Bunun doğru çıktığını düşünüyoruz. Zaten son günlerde bu civarda bir canavarın dolaştığını görenler olmuş. Geceleri sana gelen işte o ve senin doğum yapmanı bekliyor; o zaman seni ve bebeğini yiyecek. Çok geç olmadan ya bizim yanımıza gel, ya da acıklı sonunu bekle...”
Pysche bu sözlerden etkilendi. Eşini hiç görmediğini sadece sesini duyduğunu itiraf etti. Ablalarının söylediğini kabul etti. Gece olunca yan odada yanık tuttuğu lambayı bıçağı alıp bu meçhul kocayı öldürecekti.
2
Ablalar, bunu yaparsa onu soylu biriyle evlendireceklerini söylediler. Pysche adım adım ilerledi. Yaklaştı ve gözlerine inanamadı. Beyaz tenli, ipekten kanatlı, uzun boylu, saçları geniş omzunda dans eden güzelliğinden bakmaktan korkulacak bir adamdı. Psyche, Eros'un okunu alıp göğsünü çizdi. Bunu Eros'a sonsuz aşık olmak için yaptı. Ok sonrası iyice kendinden geçen Pysche elindeki lambanın kızgın yağını Eros'un üstüne döktü. Eros uyandı ve derhal oradan kaçtı. Uzaklaşırken "Sözlerimi dinlemedin,” dedi ona, “Ben seni görür görmez annemin buyruğunu unutmuş, seni dünyanın en iğrenç ve kötü birine aşık etmek yerine kendi okumla kendimi yaralayarak sana olan sevgimi körüklemiş seni kendime eş seçmiştim. Oysa sen bir canavarmışım gibi beni öldürmeye kalktın. Sana akıl verenler cezasız kalmayacak. Senin cezan ise, benden ve sahip olduğun bütün bu güzelliklerden yoksun kalmak olacak" diyerek göğe yükseldi.
3
Pysche kendini yakındaki nehre attı, nehir onu çimlere bıraktı. Bu sırada, bir ağaç dibinde uzanmış, keyif içinde şütünü çalan keçi ayaklı tanrı Pan, Psyche’yi görünce öğütledi: “Sen birine aşıksın, böyle kendine eziyet edeceğine git, Eros'a yakar, derdine çare olsun, sevgiline kavuştursun seni.”
Psyche Pan’ın öğütleriyle yeniden umutlanmıştı; Eros'un aşkıyla dere tepe yürümeye başladı. Gide gide bir şehre geldi. Oranın kralının ablalarından birinin eşi olduğunu öğrendiğinde ablasıyla görüşmek istedi. Psyche ablasına, “Söylediğiniz gibi yaptım,” dedi, “Işığı tutunca dünyalar benim oldu; meğer sizin canavar dediğiniz şey Erosmuş. Sevinçten kendimden geçince elimdeki lambadan bir yağ damlası düştü üstüne. Beni görünce öfkelendi, uzaklaştı. Hemen git buradan; artık seni istemiyorum, senin yerine ablanı eş olarak alacağım,’ dedi. Ablan derken senin adını da söyledi. Sonra da Zefiros’u çağırıp beni konağından uzak bir yere götürüp bırakmasını istedi.”
Bunları duyar duymaz Psyche’nin ablası havalara uçtu. Zevk ve ihtişam dolu yeni bir yaşam bekliyordu onu. Bir an önce o görkemli konağa gitmeye can attığından, eşine bir bahane uydurup önceki gidişlerinin başlangıç yeri olan o dağ başına gitti. “Ey Rüzgar Zefiros, yeni hanımını efendine götür,” diye seslenerek boşluğa bıraktı kendini. Zefiros’un yelden kucağında o bildik çimenlere konmayı beklerken kayalarda parçalandı, kurtlara kuşlara yem oldu. Psyche’nin öcü diğer ablasına da ulaşmakta gecikmedi. Onun sonu da diğer abladan farklı olmadı.
4
Zavallı Psyche, göksel eşini ve onun vermiş olduğu görkemli yaşamı yitirmenin kederiyle durmadan dolaşıyor, kendini bağışlatmak umuduyla Eros'a ulaşmaya çalışıyordu. Eros ise annesi Venüs'ün konağına gelmiş, tensel ve gönülsel yaralarının iyileşmesini bekliyordu.
Venüs olanları öğrenmiş, Psyche’ye düşmanlığı daha da artmıştı. Verdiği emre uymadığı gibi düşman gördüğü ve cezalandırmak istediği bir ölümlüyü eş seçmekle kendini küçük düşürdüğünü, ona verdiği güçlere nankörlük ettiğini söyledi. Venüs'ün yanındaki Demeter onu teselli etti. Eros'un bağışlaması için dil döktüler. “Yüreklere aşk ateşi düşürmekle görevlendirdiğin oğlunu nasıl olur da aşık olmakla suçlarsın,” dediler, “sen ki aşk tanrıçasısın, aşkı inkâr mı ediyorsun?” Bu sözler bile dindiremedi Venüs’ün öfkesini. Bu arada Psyche umutlarını diri tutarak arayışını sürdürüyor, Eros'u bulduğunda kendini bağışlatmayı, eş olarak kabul etmese bile evinde hizmetçi olmakla yetinmeyi düşlüyordu. Sonunda Venüs’ün ayaklarına kapanarak bağışlanmayı dilemekten başka yapacak bir şeyi olmadığına karar verdi.
5
Psyche’nin önce kendisine, sonra da oğluna yaptığı saygısızlıktan ötürü katlanmış olan öfkesiyle Venüs, ararken karşısında bulduğu perişan Psyche'ye işkenceye varan eziyetlerde bulundu. Onaylamadığı bir evlilikten doğacak çocuğu torunu olarak kabul edemeyeceğini söyledi. Üstelik çocuğunu doğuramadan öleceği beklentisi ile birbirinden zor işler buyurdu ona. Bir ölümlü için başarılması olanaksız gözüken bu işlerin verdiği keder ve umutsuzluk duyguları içinde Psyche, her defasında kendini öldürmek istedi, ama o işlerin yerine getirilmesi için gittiği yerlerde karşılaştığı, belki de Eros'un buyruklarıyla yönlendirilen birtakım doğa güçlerinin yardımlarıyla, her işin üstesinden geldi. Venüs bu işleri Psyche’nin kendi becerisi ve gücüyle yaptığına inanmıyor, hatta onu büyücülükle suçluyordu, ama işler başarıldığı sürece yapabileceği bir şey yoktu.
6
Venüs’ün verdiği son işi tamamladığında Psyche’nin elinde ölüler diyarından getirdiği bir kutu vardı. Venüs Persephone’nin güzellik iksirinden getirmesini buyurmuştu ona. Kutuyu açmaması gerekiyordu, ama Psyche, Pandora gibi merakını yenemedi. Bunca zorluktan sonra solan güzelliğini tazelemesi umuduyla, iksirden bir parça almak istedi. Kutuyu açar açmaz, derin bir uyku sardı benliğini. Bir ölü gibi uzanıp kaldı. Psyche’ye olan aşkı sönmeyen ve annesinin yaptıklarına ve baskısına artık dayanamayan Eros, kapatıldığı yerden kaçıp sevdiceğinin üzerine süzüldü. Onu saran uykuyu silip attı yüzünden; okunun ucuyla Psyche’yi uyandırıp son işi de başardığını göstermesi için kapattığı kutuyla birlikte annesine gönderdi onu. Sevgili eşinin çektiği acılara son vermek isteyen Eros çareyi, Jupiter’e (Zeus) başvurmakta buldu.
7
Olan biteni ona anlatarak Psyche ile çokolan evliliğinin Olympos katında kutsanması dileğinde bulundu. Zeus da Olympos meclisini topladı, herkesin onayını aldıktan ve kızı Venüs’ü öfkesini sonlandırması için ikna ettikten sonra, Hermes’ten Psyche’yi huzurlarına getirmesini istedi. Psyche gelince, ölümsüzlük nektarı içirdiler ona. Apollo’nun lir, Pan’ın şüt çaldığı, Musailerin dans ettiği görkemli bir düğünle Eros ile Psyche’nin evliliğini kutladılar. Böylece Aşk ile Ruh veya Sevgi ile Can bir daha ayrılmamak üzere birbirine kavuştu ve bu hikâyeyi anan ve değer veren herkese bu aşk bulaştı. Bu hikâyeler Anadolu'dan tam bağırından...
Hikâyenin mozağiyi İzmir Arkeoloji Müzesinin 2. Katında sergileniyor.
İzmir Arkeoloji Müzesi Mozaik Eseri
Eğitimci Ali Narman
Comments